siteme girdiğiniz için teşekkür ederim
   
 
  galatasaray

G.Saray ve Leverkusen karşı karşıya
29 Aralık 2007 18:15
FC Köln Kulübü'nün U-19 takımında forma giyen 17 yaşındaki başarılı futbolcu Taner Yalçın, oynadığı futbolla transfer piyasasının gözdesi haline geldi.

Alman Gençler 1. Ligi'nde 12 golle şu anda gol krallığını elinde bulunduran Taner, UEFA Kupası'nda birbirine rakip olan Galatasaray ile Bayer Leverkusen'i de karşı karşıya getirdi. Her iki kulübün de genç futbolcuyu renklerine bağlamak için peşine düştüğü öğrenildi.

Taner'i Türkiye-Belçika U-18 karşılaşmasında takip eden Galatasaray'ın, maçta gösterdiği başarılı performans sonucu genç yıldızı transfer listesine aldığı öne sürüldü. Galatasaray Kulübü'nün Türk gencine profesyonel sözleşme teklifinde bulunduğu da iddia edildi.

Kölner Express Gazetesi Almanya'da geleceğin yıldızları arasında gösterilen Taner için Bayer Leverkusen'in de devrede olduğunu ve kulübün bu futbolcuyu transfer listesinin ön sıralarına aldığını yazdı. Genç futbolcunun danışmanlığını yapan Thomas Boehm ise, gazeteye yaptığı açıklamada ilk tercihlerinin FC Köln olduğunu, ancak Taner'in geleceğini de düşüneceklerini ifade etti.

Genç futbolcu ile amatör sözleşmesi devam eden 1. FC Köln kulübünün de bu girişimler nedeniyle futbolcuya 2013'e kadar sürecek yeni bir anlaşma önerdiği bildirildi. Kulüp Menajeri Michael Meier, teklif yaptıklarını, anlaşma sağlanırsa Taner'in kurallar gereği üç yıl amatör, daha sonra profesyonel olarak takımda kalmaya devam edeceğini söyledi. Bu arada Daum'un da Taner Yalçın'ı FC Köln'ün Belek'de yapacağı kamp kadrosuna almayı düşündüğü belirtildi.

İleriye dönük orta saha ve ileri uçta oynayabilen Türk genci futbolcu Almanya'da geleceğin yıldızları arasında gösteriliyor. Almanya'daki futbol otoriteleri Taner'den tekniği mükemmel, her iki ayağını da kullanabilen, hızlı ve sert şutları ile kalecilerin korkulu rüyası bir futbolcu olarak bahsediyor.
Rıdvan'a göre en iyi 3 Galatasaraylı
29 Aralık 2007 15:15
Sabri'yi ön liberoda, Hasan Şaş'ı sağ bekte oynatan Kalli'ye açıkçası güvenmiyorum. diyen Rıdvan Dilmen Galatasaray'ın ilk yarı analizini şöyle yaptı:

Rıdvan Dilmen, İlk yarının ardından G.Saray'ı masaya yatırdı... Ünlü yorumcu, Sarı-Kırmızılı ekip hakkında şu çarpıcı değerlendirmelerde bulundu:-----------

Dilmen: "Sabri'yi ön liberoda, Hasan Şaş'ı sağ bekte oynatan bir antrenöre açıkçası güvenmiyorum. Galatasaray'ın bence Feldkamp dışında hiçbir dezavantajı yok. Emre doğru bir transfer. Lincoln, Linderoth ...»

Galatasaray'ın son haftalardaki düşüşü, sakatlıklar nedeniyle yeni transferlerden yararlanamaması olabilir mi? Yani Lincoln, Linderoth'un yanı sıra Ayhan'ın yokluğu ne derecede etkiliydi?

"Galatasaray'da sezon sonuna doğru ciddi bir düşüş yaşandı. Bunun birkaç nedeni vardı. Birincisi sisteme baktığınızda 4-3-1-2 oynayan nadir takımlarından bir tanesi. Ve orta sahadaki dört kişinin en az ikisinin ofansif olması gerekiyor. Dolayısıyla bu oyun sistemini oynamak fiziksel anlamda kolay değil. Bunun için önce rakip yarı alanda oynamalısınız. Ve dar bir alanda. Top rakibe geçince de kendi yarı alanınıza çekilmeden ileride basmanız lazım. Bu alışkanlık isteyen bir sistem. İlk yarının sonuna doğru takımdaki fiziksel düşüklük ve sisteme alışık olmayan değişik isimlerin oynaması takımı etkiledi. Sistem ister istemez işlemedi. Ayrıca yabancılardan fazla yararlanılmadı. Her şeyden önemlisi şu - bu sebepten kadro istikrarsızlığı oldu. Şu bu sebep derken, sakatlıkları, kırgınlıkları, kadro dışı bırakılmaları kastediyoruz. Galatasaray'ın molaya ihtiyacı vardı. Açıkcası UEFA Kupası'ndan elenebilirdi. Türkiye liginde bir puan geriye düştü. Yani çok büyük yara almadan mola geldi."

Feldkamp'ın, Hakan ile Lincoln'u Beşiktaş maçı öncesinde kadro dışı bırakması sonucu doğan sıkıntıların izleri silindi mi ?

"Silinmesi için aynı uygulamaların devam etmesi gerekirdi. Aynı uygulamaları görmeyen oyuncular antrenörlerine karşı olan saygınlıklarını yitirdiler. Bunu da önemli oyuncularının oyundan çıkarken verdikleri reaksiyonlardan görebiliyoruz. Hakan Şükür'de değil ama Lincoln'de iz bıraktığını kesinlikle söyleyebiliriz. Çünkü bunu performansında ve özverisinde çok net gördük."

Galatasaray'a yeni alınan isimlerin performansı sizce yeterli mi ? Gençler ne derecede katkıda bulunuyor ? Ara transferde hangi mevkilere isim lazım ?

"Şimdi Galatasaray'a baktığımızda en faydalı transferin Servet olduğu gözüküyor. Futbol kariyerinin en formda dönemini yaşıyor. Song ile müthiş bir ikili oluşturdular. Açıkçası Orkun da iyi bir ilk yarı geçirdi. Bu oyun sisteminde tek ön libero ile oynarken kaleci ve stoperler hep sorun yaşarlar. Ama bu üçlü bunu en az seviyede tuttu. Emre transferi çok doğru. Song, Afrika Kupası'nda oynayacağı, hatta Bouzid'in Song ve Servet'e asla bir alternatif olamayacağı düşünülürse akıllı bir tercih oldu. Emre, Song ve Servet tarzında. Agresif, canlı ve çabuk. Kafa hakimiyeti yüksek, sert bir oyuncu. Ama Song ve Servet'teki zaafiyet onda da var. Topu oyuna sokmakta problem yaşıyor. Bence ikinci yarı en iyi transfer Ayhan, Lincoln ve Linderoth'un takıma geri dönmesi olur."

Sizce, ilk yarıda Galatasaray'ın en başarılı 3 ismi kimler oldu ?

"Kesinlikle Servet, Song ve Orkun. İlk yarının sonlarına doğru Uğur Uçar ve Mehmet Topal da iyi bir çıkış yakaladı.

Cim-Bom'u ikinci yarıda ne gibi sıkıntılar bekleyebilir ?

"Galatasaray'ın Feldkamp dışında hiçbir dezavantajı yok. Sabri'yi ön libero, Hasan Şaş'ı sağ bek oynatan antrenöre açıkcası güvenmiyorum ben. Ama doğru işler yaparsa da kadrosu en az rakipleri için yeterli. Bir de genç yaşlı bilemem ama kadro istikrarı mutlaka sağlanmalı."

Bayer Leverkusen'i yorumlar mısınız ? Galatasaray'ın şansı nedir ?

"Galatasaray'ın tur şansı yüzde 50. Leverkusen de oyunun belli bölümlerini iyi oynayan bir takım. Tarz olarak Sevilla'ya çok benziyorlar. Genelde ilk 15 dakikaya çok iyi başlıyor. Bu dönem çok önemli. Bir de oyunun son bölümlerini iyi oynuyorlar. Bu yüzden Leverkusen'e karşı oyunun temposunu Galatasaray belirlemeli. Çünkü Leverkusen rakibin gücüne göre tüm inisiyatifi bırakabiliyor. Yani rakibin oyununu kabul ediyorlar. Bu tuzağa düşebilirler."
Süper Lig'de 18. haftanın prorgramı
29 Aralık 2007 14:45
Turkcell Süper Lig'de 18. hafta maçlarının programı açıklandı... Federasyon'dan yapılan açıklamaya göre ligin ikinci yarısında karşılaşmaların programı şöyle:

Futbol Federasyonu'ndan yapılan açıklamaya göre, Turkcell Süper Lig'de 2.
yarının ilk haftasının programı şöyle:

12 Ocak Cumartesi:
15.00 Konyaspor-Beşiktaş (Konya Büyükşehir Belediyesi Atatürk)
13.30 Kasımpaşa-Gaziantepspor (Atatürk Olimpiyat)
13.30 Gençlerbirliği OFTAŞ Spor-Gençlerbirliği (Ankara 19 Mayıs)
19.00 Çaykur Rizespor-Galatasaray (Rize Atatürk)

13 Ocak Pazar:
13.30 Ankaragücü-Ankaraspor (Ankara 19 Mayıs)
13.30 Bursaspor-Denizlispor (Bursa Atatürk)
13.30 Vestel Manisaspor-Kayserispor (Manisa 19 Mayıs)
15.00 Sivasspor-Trabzonspor (4 Eylül)
19.00 Fenerbahçe-İstanbul Büyükşehir Belediyespor (FB Şükrü Saracoğlu)

Ayhan Akman: 'Lig yeniden başlıyor'
29 Aralık 2007 14:00
Sakatlığı yüzünden uzun süredir formasından uzak kalan Ayhan Akman'dan iddialı mesajlar... G.Saraylı yıldız futbolcu, 2. devrede ligin yeniden başlayacağını söyledi.

Galatasaraylı Ayhan Akman, liderle aralarında bir puan farkın bulunduğunu belirterek, "Bu asla önemsenmemesi gereken bir fark. Şu anda lig sanki yeniden başlıyor gibi düşünmeliyiz" dedi. 

Özel açıklamalarda bulunan tecrübeli futbolcu, sezonun ilk yarısını şöyle değerlendirdi:

"Uzun bir süre lider götürdüğümüz ligimizde takdir edilmesi gereken bir başarı gösterdiğimizi düşünüyorum, Devre boyunca liderlikten ancak bir iki hafta uzaklaştık ve o haftalardan biri de ilk devrenin son haftasına denk geldi. Ama liderle aramızdaki puan farkı topu topu bir ve bu asla önemsenmemesi gereken bir fark. Şu anda lig sanki yeniden başlıyor gibi düşünmeliyiz."

Ayhan Akman, sezonun ikinci yarısı içinde, "2. yarıda ilk yarıda yaşadığımız talihsizliklerin tümünü birden yeniden yaşayamayacağımız düşünülürse, ligin geriye kalan bölümünde daha da iyi performans göstereceğimiz muhakkak. Olumsuzlukları ligin ikinci yarısının başlamasıyla birlikte geride bırakarak tam güçle işe koyulmamız şart. " diye konuştu.

Ayhan, kendisine sorulan sorulara verdiği cevaplar şöyle:

UEFA Kupası hakkında
Bir yandan Turkcell Süper Ligi ve Fortis Türkiye Kupası'nı da düşünmek zorunda olduğumuz bir dönemde Bayer Leverkusen ve onun ilerisinde FC Zurih - Hamburg galibi eşleşmeleri bence çok iyi eşleşmeler.

Bizim bu noktadan inisiyatifi elimize alıp götürmemiz lazım artık. Hedeflediğimiz gibi bu turları geçmemiz gerek. UEFA final bizim için sürpriz olmamalı.

Sakatlığım ve takımdan ayrı kaldığım süre hakkında
Şu sıra takıma dönmeye yönelik olarak tam gün mesai yapıyorum. Sabah saatlerinde kulübe geliyorum, sonra çift antrenman, çift seans terapi ve arada beslenme ve uyku ile ligin ikinci yarısına kendimi hazırlamaya çalışıyorum.

Takımdan uzak kaldığım bu dönemde maçlarımızı seyredemiyorum bile. Açıkça söylemek gerekirse kötü oluyorum. Ruh halim dayanamıyor. Ali Sami Yen'de oynadığımız maçlarda stada geliyorum, tribünde izliyorum ama deplasman maçlarında evdeysem kumanda elimdeyse bu sıkıntıya dayanamayıp zapladığım sonra maça geri döndüğüm oluyor. Evde maç izlerken ne yiyebiliyorum ne içebiliyorum, evde odalar arasında dolaşıp duruyorum maçımızın yayını boyunca.

Oynayamamam, sakatlık döneminden geçiyor olmam tabii ki önemli ama ben kendimi bir taraftardan çok farklı görüyorum. Benimki daha çok sahada ya da takım arkadaşlarımın yanında olamamanın, verdiğimiz büyük mücadelenin aktif bir parçası olamamanın verdiği, tarif edilmez bir sıkıntı.
Polat: 'Carrusca'ya çok yazık oluyor'
29 Aralık 2007 09:45
G.Saray’ın futboldan sorumlu 2. Başkanı Adnan Polat, kamuoyunda hemen her gün konuşulan tüm olaylara açıklık getirdi... Polat, 'Carrusca içinde yazık oluyor' dedi.

Adnan Polat, Kalli'nin durumundan transferlere, sakatlıkların nedenlerinden seçime kadar pek çok konuda öyle açıklamalarda bulundu ki, tabiri yerindeyse son noktayı koydu.

‘Kalli’yle 1+2 yıllık anlaşma yaptık’
"Kalli, 3 Ocak'ta İstanbul'da ve görevinin başında olacak. Gündemimizde antrenör sorunu, Kalli sorunu diye birşey yok. Kalli ile sözleşmemiz 3 yıllık. Ancak Galatasaray Kulübü'nün şöyle bir opsiyonu var; arzu ederse sezon sonunda gönderebilir, arzu ederse yeni bir antrenör getirilebilir ve Kalli de onun tepesinde teknik koordinatör olarak kalır. Böyle bir olasılıkta getireceğimiz ismi oturup yönetim ve Kalli olarak birlikte belirleriz. Ama son söz yönetimin. Ayrıca Galatasaray altyapısının teknik bazda yeniden yapılandırılması ve altyapı antrenörlerinin eğitilmesi konusunda da bir proje yapmıştık. Ancak bunun için erken. Sezon sonuna doğru bu netleştirilir."

‘Kamp kuralları herkes için geçerlidir’
"Florya Tesisleri'nde profesyonel futbol dışında, amatör futbol, basketbol, spor salonu ve futbol okulları var. Orada her an çalışanlar var. Sporcu, yönetici, teknik heyet ve diğer idari personel olmak üzere 500-600 kişinin olduğu bir yer. Öyle bir yeri yönetmek için de belli kurallar konmak zorunda. Yani giriş-çıkışından, yemek saatlerine kadar... Her şeyin kurallar çerçevesinde olması gerekiyor ki; içerideki karışıklığı önleyebilelim. Bu çerçevede profesyonel futbol için de konan idari ve disiplin kuralları söz konusu. Bu kurallar sezon başında futbolcularımıza anlatıldı. Ellerine de yazılı olarak verildi. Ve buradaki uygulamalar bundan sonra da kimseye özel olmayacak. Tüm sporcularımız için, kariyeri ve yaşı ne olursa olsun... Bizim için aynı mesafede durmak ilkedir. Onlardan da bu kurallara, yaşamın kolaylaştırması için uyulmasını rica ettik. Bunun için de kamp saatinin başlamasından sonra kimsenin gelmesini istemiyoruz. Hatta biz bunu, yönetim kurulu üyelerinden bile rica ettik. Tabii yönetim kurulu üyeleri istedikleri vakit, istedikleri yere gidebilirler. Ancak mümkünse kimse hoca ile takımın oradaki birlikteliğini ve konsantrasyonunu bozabilecek birşey yapmasın istedik."

‘Hakan ve Lincoln art niyetli değildi’
"Neticede bu böyle sürüp gidiyordu, uygulanıyordu. Tabii uzun süreden gelen alışkanlıklar da var. Yani Hakan'ın oraya kızını getirmesinde bir art niyet yoktu. Çünkü bunda bir sakınca görmemiş. Disiplin kurallarının delineceğini düşünmeden yapılmış bir hareket. Lincoln için de aynı şey geçerli. Arkadaşları gelmiş, bir sakınca görmemiş ve oturmuşlar. Zaten büyük maçlar öncesi oyuncular gergin olur. Uyuyamıyorlar, geç saatlere kadar oturup sohbet ediyorlar. Belki o ceza çok ağır oldu. Daha hafif bir cezayla, ikazla, ihtarla veya ufak para cezasıyla geçilebilirdi. Ancak o karar alındı ve biz de arkasında durduk. Ne Hakan Şükür'ü, ne de Lincoln'ü rencide etmek için yapılmadı bu işlem. Zaten futbolcularımız da bunu kabul etti. Yalnızca cezayı çok ağır buldular. Tabii kamuoyuna yansıma şekli hem Hakan Şükür'ün, hem Lincoln'ün kalbini kırdı, üzdü. Biz de üzüldük.”

‘Carrusca'ya gerçekten yazık oluyor’
"Real Madrid scoutunun grup başkanı geldi. Amerika piyasasını çok iyi bilen biri. Bana dedi ki, 'Carrusca'nın Türkiye'de oynayamadığına inanamıyorum. Arjantin'de harikalar yaratıyordu. Ama Avrupa ve Türkiye'de oynanan futbola, sertliğe ve baskıya dayanamıyor Güney Amerikalılar’ın bazıları. Carrusca'nın bu formayı giyemediğine inanamıyorum. Çok yazık oluyor. Bunun bir yolunu bulun ve onu gönderin' dedi. Zaten biz Carrusca'yı sponsor firma kanalıyla almıştık. Yatırım yapan bir sponsoru da bir kalemde çizmek istemedik. Ve ona 1.5 sene şans tanıyalım dedik. Fakat Carrusca, maalesef istenileni veremedi, yapamadı. Burada Carrusca'nın menaceriyle konuşuldu ve Güney Amerika'da bir takım bulunması istendi. Umarım bir takım bulur ve gider. Çünkü iyi bir futbolcunun burada harcanmasına gönlüm razı değil ve 1 yabancı kontenjanını da dolduruyor.”

Bouzid-Barış-Serkan olayı
“Kalli bize, Serkan, Barış ve Bouzid ile ilgili şunu söyledi: 'Bu üç futbolcununda yaşı genç, ayrıca bonservisleri yok. Alalım bunları. 2'si Türk, 1'i yabancı. Ben bunlarla 1 sezon uğraşayım. Bunların içinden 1 tane bile çıkarsak Galatasaray için büyük kazançtır' dedi. Şu ana kadar da Barış'a şans doğdu. Ve bunu da çok iyi kullandı. Serkan'ı da izlediniz. Serkan da forvette çok yararlanacağımız bir oyuncu. Bouzid'i de tutmak istiyoruz. Kalli'ye de şunu sordum, 'Bu çocuk stoper, neden ön liberoda oynatıyorsun?' diye 'Onu takımın içinde, sahada seyirci önünde oynamaya alıştırmaya çalışıyorum, mevkiinde olmasa bile’ dedi. Bu sezon Song ve Servet çok iyi oynadılar. Takımı en çok onlar sırtladı. Ve Bouzid’in, ilk defa Sivasspor maçında kendi mevkinde oynadığında çok başarılı olduğunu söylüyorlar. Çok cesur oynuyor. Onun için kimse bizden çok büyük transferler beklemesin. Zaten 12 tane yaptık. Emre de geldi, etti 13..."

Arda’ya anlattık, anladı
“Hocanın, Servet ile ağız kavgası yaptığı için Arda’yı oyundan aldığı düşünülüyor. Ama ondan değil. Kalli, Arda'nın o sinirle kırmızı kart görebileceğini ve bir sonraki maçı da düşünerek oyundan aldı. Tabii ki doğal olarak Arda da o heyecanla yanlış algıladı. Daha sonra Arda ile konuştuğumda; 'Evet abi, haklısın' dedi. Arda zaten çok zeki bir çocuk. Arda bizim için önemli bir futbolcu. Biz Arda'ya gereken cezayı veririz, ancak kimseye dokundurmayız. Hakan ve Lincoln de öyle... Böyle önemli oyunculara kim ceza vermek ister? Hakan'ı en çok koruyan, destek veren kişiyim. Lincoln'ün transferi için de o kadar büyük uğraşlar verdik. Ancak biz kuralları uyulması için koyduk. Çifte standart uygulamayacağız."

Sakatlıkların nedeni...
"Sabri, Milli Takım'da sakatlandı, 4 hafta oynamadı. Kuyruk sokumundan hem de... Böyle bir sakatlık da yok yani. Arda, yine Milli Takım'da sakatlandı, 2 hafta oynamadı. Ayhan fıtık ameliyatı oldu, 10 haftadır yok. Linderoth ise, futbol hayatında hiç sakatlanmamış bir futbolcu. Kalça kemiğindeki kemik büyümesinden dolayı bir sakatlığı var. Büyüyen kemik adaleye baskı yapıyor ve 20 dakikadan sonra koşamıyor. Sorunu ameliyatsız çözülmeye çalışılıyor. Ameliyat olması halinde en az 6 ay oynayamaması söz konusu. Lincoln'ün sakatlıkları da darbeye bağlı sakatlıklar. 'İşte futbolcu iyi çalışmıyor, hazır değilden' öte sakatlıklar yani, darbeden ve fıtık, kemik büyümesi gibi beklenmedik sakatlıklar."
Polat merak edilen soruları yanıtladı
29 Aralık 2007 00:04
Galatasaray Kulübü Başkan Yardımcısı Adnan Polat, teknik direktör Karl Heinz Feldkamp ile lig şampiyonluğuna ulaşacaklarına inandığını söyledi...

NTV'de canlı yayına katılan Adnan Polat, hastalığı nedeniyle takımının
başında son 2 resmi maça çıkamaması üzerine yoğun biçimde eleştirilen Alman teknik adama destek verip, ''Feldkamp ile kesinlikle şampiyon olacağımıza inanıyorum. Aramızda hiçbir sorun yok. 2 veya 3 Ocak'tan itibaren takımın başında olacak. Kendisine güvenimiz tam'' dedi.

Feldkamp'ın ağır bir grip geçirdiğini anlatan Polat, Ankara'daki
Gençlerbirliği OFTAŞ Spor maçı öncesi Almanya'ya gitmesine kendisinin izin verdiğini, çünkü dinlenerek, ikinci yarıya tam olarak hazır başlamasını
istediğini söyledi.

Sarı-kırmızılı takımın, tüm tersliklere karşın başarılı bir ilk yarı geçirdiğini anlatan Polat, ''Bence teknik heyeti ve futbolcuları alnından öpmek lazım. Ben, şampiyon olacağımıza inanıyorum'' dedi.

Kadrodaki futbolcuları hakkında da değerlendirme yapan Polat, Lincoln'ün
maçlarda çok faule maruz kaldığını, bu nedenle de sakatlıklar nedeniyle
istedikleri verimi alamadıklarını söyledi.

Nonda'nın iyi oynadığını, Uğur'un da performansıyla kendisini utandırdığının
altını çizen Polat, sezon başında takımdan ayrılan Kolombiyalı kaleci Mondragon hakkındaki bir soru üzerine de, ''Benim bir prensibim var. Galatasaray'da oynamak istemeyen bir futbolcuyu ben tutmam. Mondragon'u çok severim. Ama o şartlarını sundu, 'ben giderim' diye tehdit etti. Ben de 'git' dedim. Diğer mevkilerde olduğu gibi kaleciyle ilgili de araştırma yapıyoruz'' dedi.

Ümit Karan için Avrupa'dan ciddi bir öneri gelmesi durumunda transferi için
yardımcı olacaklarını kaydeden Polat, ''Ümit ile konuştum. Türkiye'de sadece Galatasaray'da forma giymek istediğini, ancak kariyerinin son 2 yılında Avrupa'da da oynama heyecanını yaşamak istediğini söyledi. Ümit'e yurtdışından teklif gelirse biz onu tutmayacağız. Kendisine 6 teklif var, Beşiktaş da istedi'' diye konuştu.

Polat ayrıca, UEFA Kupası'nda çeyrek final oynamak istediklerini,
Galatasaray Kulübü'nün mali açıdan önemli mesafeler aldığını vurgulayarak,
şunları kaydetti:

''Futbol için parasal güç çok önemli. 4 önemli projemiz vardı, 2'si hayata geçti. Bunlar olursa Galatasaray'ın önü çok açık. Nakit akışında rahat değiliz. Ama tüm kulüplerin mal varlıkları yanyana geldiğinde bile, 10 ile çarpın, yine de Galatasaray'ın yarısı kadar etmez.''

futbol ve diğer aradığınız herşey
 
ÜSTTEKİ
site
 
site 2008'in ocak ayının 1. gününde kurulmuştur
site isle ilgili
 
bu sitede video herzaman değişen spor haberleri vardır
site sahibi
 
site sahibinin adı alper mutludur.
site
 
siteme herkezi beklerim
 
Bugün 16 ziyaretçi (23 klik) kişi burdaydı!
bu siteye chat koymadık kusura bakmayınız. Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol